fırtına ne demek?
- Yağmur ve kasırga getiren çok güçlü rüzgâr.
- Bu rüzgârın denizde veya kum çöllerinde yarattığı dalgalanma
Dalgadan kimsenin eli tahlisiyeye değmeden bereket fırtına dindi.
B. Felek - Güç atlatılan kötü durum
Fırtınanın yaklaştığını anladığı hâlde anlamamış görünüyor, şarkısını mırıldanıyordu.
R. N. Güntekin - Karşıt düşünce veya durumların yarattığı karışıklık, sıkıntı
- Saatteki hızı 70 mil olan rüzgâr.
- hızlı, çabuk,güçlü
- Şiddetli rüzgarla denizin dalgalanıp karışması.
Storm.
Gale.
Tempest.
Hurricane.
Gust.
Snorter.
Squall.
Flurry.
Lightning storm.
Comprehensive / household policy.
fırtına atlatmak
- Güç durumdan kurtulmak: Ne sen gideceksin ne de ben. Böyle kaç fırtına atlattık biz. -A. Kulin.
fırtına bulutu
Thundercloud.