boğaz boğaza gelmek ne demek?
- Birbirinin boğazına yapışarak kavga etmek.
boğaz
- Boynun ön bölümü ve bu bölümü oluşturan organlar, imik
- Şişe, güğüm vb. kaplarda ağza yakın dar bölüm.
- İki dağ arasında dar geçit, derbent
- Yedirip içirme yükümü, iaşe.
- Yiyeceği içeceği sağlanan kimse.
- Yeme içme.
- İki kara arasındaki dar deniz.
- 1 - İki denizi birbirine bağlayan, biçimleri, uzunluk ve genişlikleri, üzerindeki akıntı düzenleri gibi özellikleriyle ayrımlı dar su geçidi; 2 - Dağlık yörelerde komşu iki koyağı birbirine bağlayan ya da genç koyakların kimi kesimlerinde görülen çok dar, dik ve kayalık yamaçlı geçitler, bkz. boyun.
- İki denizi veya bir denizle okyanusu birbirine bağlayan dar geçitler.
- Jugular.
boğaz abanığı
- Bkz. Gırtlak abanığı.
gelmek
- Getirmek
- Bir yere gitmek, ulaşmak, varmak
- Geriye dönmek
- Oturmaya, ziyarete gitmek.
- İsabet etmek.
- Varmak, ulaşmak.
- Varlığını sürdürmek, yaşamak, intikal etmek.
- Ortaya çıkmak, doğmak.
- Belli bir süre dolmak
- Put in.