blade face ne demek?
- Pale yüzeyi
pale
- Sınırlandırmak
- Kazık çakmak, kazığa oturtmak
- Soluk, solgun
- Sivri uçlu kazık, parmaklık çubuğu
- Etrafı parmaklık veya çitle çevrilmiş yer
- Belirli kimselerin oturmasına tahsis edilmiş mıntıka
- Hudut, sınır
- Solmak, rengi atmak, rengi solmak, sönük kalmak, soldurmak
- Yetki
- Sınırlandırılmış herhangi bir şey
blade angle
- Pale açisi
blade bone
- Kürekkemigi
face
- Yüz yüze gelmek
- Yüzüne bakmak
- Yönelmek; karşılamak, karşı karşıya gelmek, yüz yüze gelmek, karşısında olmak; cesaretle karşılamak
- Karşılamak
- Iskambil kâğıt açmak
- Face up to: cesaretle karşılamak, farkına varmak
- Karşısında olmak/durmak.
- Yüz, çehre, surat, sima
- Küstahlık, cüret
- (ticari evrakta yazılı olan) asıl değer
Türetilmiş Kelimeler (bis)
blade angleblade boneblade of scullblade of whaleboneblade snow ploughbladeblade tipblade twistblade wheelblade widthbladderbladder cellbladder cellsbladder diverticulumbladder mesanefaceface aboutface acheface amount certificate companyface angleface as long as a fiddleface blindnessface cardface careface centered cubicfacfacadefacd