birincil işgücü piyasası ne demek?
- Bk. birincil emek piyasası
birincil emek piyasası
- Nitelikli işgücünün yüksek ücretli işlerde iyi işler çalıştırıldığı, işgücünün kariyer beklentilerinin karşılandığı, sürekliliğin, iyi çalışma koşulları ve kuralların olduğu piyasa. krş. ikincil emek piyasası
- Primary labour market, primary labour.
birincil
- Sırada, önemde ilk yeri alan.
- Temel olarak alınan, ana, temel, esas, asli.
- Ilk, en yalın, en önemli olay , biçim ya da küme. Örn. karmaşık tepkimeler dizgesindeki en önemli ya da en hızlı tepkime.
- Primary esas.
- Primary.
birincil adsorplama tabakası
- Örgü iyonları tarafından çözeltideki zıt yüklü iyonların çekilmesi sonucu, bir katının yüzeyinde oluşan yüklü iyonlar tabakası.
işgücü
- Bir ülkede ya da işletmede, üretime ya da herhangi bir işe katılan ve bunun gerçekleşmesini sağlayan insan emeğinin tümü.
- Etkin nüfus içinde yer alıp, cari ücret düzeyinde ve çalışma koşullarında çalışanlar ile işsizlerin toplamı. Toplam nüfustan çalışamayacak durumda olan nüfusun örneğin 15 yaşından küçük, 65 yaşından büyük olanların, ev kadınlarının, öğrencilerin, mahkumların, ordu mensuplarının, çalışmasını engelleyen fiziksel veya zihinsel engeli olanların ve çalışmak istemeyenlerin çıkarılmasıyla ulaşılan nüfus.
- Labour force.
- Main-d'oevre"
piyasa
- Satıcıların mal satmak için bir araya geldiği yer, pazar
- Bir yol üzerinde gidip gelerek gezinme
- Alışveriş fiyatı, geçerli fiyat
- Arz ve talebin karşılaştığı alan.
- Ortalık
- Satak. ~ fîâtı: satak ederi.
- Bk. genel satak
- Market.
- Quotation.
- Pleasant stroll.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
birincilbirincil adsorplama tabakasıbirincil ağızlılarbirincil akantozis nigrikansbirincil aktif taşınımbirincil alanbirincil aldosteronizmbirincil alkil halojenürbirincil alkolbirincil aminbirincibirinci ağırlıkbirinci alanbirinci alkolbirinci aoristişgücüişgücü açığıişgücü akışkanlığıişgücü arzıişgücü devir oranıişgücü göçüişgücü hareketliliğiişgücü istemiişgücü kıtlığıişgücü maliyet dizini