piyasa ne demek?
- Satıcıların mal satmak için bir araya geldiği yer, pazar
Şimdi de pazar, piyasa yerlerinde, mahalle dolaylarında tanır, sayarlar.
M. Ş. EsendalVallahi, arkadaş bu resimleri senin yaptığına kimse inanmaz.
P. Safa - Bir yol üzerinde gidip gelerek gezinme
Kahvenin önünden dört beş kere daha geçer, akşam piyasasını yapardım.
S. F. AbasıyanıkVallahi billahi böyle giderse eşyasını toplayıp annesine gidecekti.
H. E. Adıvar - Alışveriş fiyatı, geçerli fiyat
Sonbaharda, yakında açılacak tütün piyasasının haberleriyle ümitlenir, tasalanır, yüzleri bir gün gülerse beş gün kederli kalırdı.
N. Cumalı - Arz ve talebin karşılaştığı alan.
- Ortalık
Bunlardan bir kısmı bugün piyasada alaturka çalgıcılığın en ileri gelenlerindendir.
O. C. Kaygılı - Satak. ~ fîâtı: satak ederi.
- Bk. genel satak
- Market.
- Quotation.
- Pleasant stroll.
- The market.
- Current price.
- Strolling.
- Public places.
- Established brand , image , market , product.
genel satak
- Genel olarak alım ve satım işlemlerinin yapıldığı yer.
- Market.
- Marché
piyasa analizi
- Marktanalyse.
piyasa anarşizmi
- Bk. kapitalist anarşizm