bir olmak ne demek?
- Bir araya gelmek, iş birliği yapmak
Baba oğul bir oldular, ilkin çerçeveleri söküp düzelttiler.
M. Ş. Esendal - Bir araya gelmek, iş birliği yapmak.
Böyle bir iftirayı yedi düvel bir olsa, yedi hafta tetkik eylese, künhüne eremez.
N. Hikmet - Çabucak olmak
Basmasıyla ayağı kayıp güvertenin üstüne kapaklanması bir oldu.
H. Taner - Bkz. birlik olmak
- Be equal to, equal, even out.
birlik olmak
- Bkz. bir olmak
- Bir işi yapmak için anlaşmak. Aynı işte beraber davranmak; birleşmek.
- To agree (on a plan of action.
bir olma
- Oneness.
bir o kadar
- Ne kadar varsa o kadar daha, bir katı, bir misli.
- As much.
- The same amount.
olmak
- Meydana gelmek, varlık kazanmak, vuku bulmak
- Gerçekleşmek veya yapılmak.
- Bir görev, makam, san veya nitelik kazanmak
- Bir şeyi elde etmek, edinmek
- Bir durumdan başka bir duruma geçmek.
- Herhangi bir durumda bulunmak.
- Uygun düşmek, yerinde görülmek.
- Yetişmek, olgunlaşmak.
- Happen.
- Become.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
bir olmabir o kadarbir o kadar dahabir o yana bir bu yanabir ocakbir oda istiyorumbirbir abam var atarım, nerede olsam yatarımbir acı kahvenin kırk yıl hatırı vardırbir açıdabir açida ilerlebir adama kırk gün ne dersen o olurbir ağaçta gül de biter, diken debir ağaçtan okluk da çıkar, bokluk dabir ağız dolusubir ağızdanbibi eyyi halbi gayri hakkın mal edinmebi hadbi haseb il veraseolmakolmak istiyorolmak üzereolmak üzere olanolmaksızınolmaktaolmakta olanolmaktan çok uzakolmaolma ihtimali çok uzak istekolmadanolmadan da yapabilmekolmadan yapmak