beraber götürmek ne demek?
- Take along.
take
- Çekmek (fotoğraf)
- Ele geçirmek, elde etmek
- Katlanmak, dayanmak, tahammül etmek
- (iş/yolculuk) (belirli bir zaman) sürmek
- Istemek, gerekmek
- Almak, içine sığmak
- Almak, kabul etmek
- (bir yemeğe) (tat verebilecek bir madde) koymak/katmak/ekmek/sıkmak; kullanmak
- Çekim. (para olarak) hasılat
- Almak
beraber
- Birlikte, bir arada
- -e rağmen, -e karşın
- Aynı düzeyde
- Birlikte bulunan.
- Together.
- With.
- Equal.
- Level.
- Accompanying.
- Abreast.
beraber bulunmak
- Yanında olmak.
götürmek
- Taşımak, ulaştırmak veya koymak
- Bir kimseyi bir yere kadar yanında yürütmek.
- Bir şeyi yakından uzağa götürmek.
- Yerinden ayırıp uzağa atmak veya yok etmek.
- Öldürmek.
- Dayanmak, katlanmak, tahammül etmek.
- Birinin yanında yürüyüp ona bir yere kadar arkadaşlık etmek.
- Bir sonuca vardırmak
- Take.
- Carry.