götürmek ne demek?
- Taşımak, ulaştırmak veya koymak
Hamalın biri, sırtına koca bir ayna vurmuş, götürüyordu.
H. Taner - Bir kimseyi bir yere kadar yanında yürütmek.
- Bir şeyi yakından uzağa götürmek.
- Yerinden ayırıp uzağa atmak veya yok etmek.
- Öldürmek.
- Dayanmak, katlanmak, tahammül etmek.
- Birinin yanında yürüyüp ona bir yere kadar arkadaşlık etmek.
- Bir sonuca vardırmak
Bitirmeden şunu da söyleyeyim, ahlaka, gerçek ahlaka götüren başlıca yollardan biri de aşktır.
N. Ataç - Take.
- Carry.
- Take away.
- Carry away.
- Lead.
- Guide.
- Bear.
- Bear away.
- Conduce.
- Lead on.
- Put across.
- Remove.
- Take off.
- Usher.
- Whip off.
- Cart.
- Conduct.
- Convey.
- Deliver.
- Drive.
- Ferry.
- Sail.
- Transport.
- To take (away.
- To carry (off.
- To convey.
- To accompany.
- To remove.
- To destroy.
- To cause the death of.
- To stand for.
- To bear.
- To put up with.
- To lead to a result.
- To take off to jail.
- To take with.
- To lead.
- To guide.
- To shift.
- To conduct.
- To eliminate.
- Swap-out.
götürme
- Götürmek işi.
- Swap-out.
- Carrying.
- Carriage.
- Traction.
- Conveyance.
- Conduct.
- Dispatch.
- Haul.
- Elimination.
götürmemek
- (neg. form of götürmek) take, carry, take away, carry away, lead, guide, bear, bear away, conduce, get, lead on, put across, remove, take off, usher, whip off.