balance brought forward ne demek?

  1. Nakli yekun

nakli

  1. Taşıma ile ilgili olan.
  2. Nakle dayanan, anlatılan, söylenen (gerçek).
  3. (en)Transport, move, transfer, conveyance, devolution, removal, transference, transfusion.

balance

  1. Balans
  2. Dengede tutmak
  3. Dengelemek
  4. Bakiye
  5. Denge
  6. İcra veya kayıt sırasında çalgıların ses şiddetlerinin birinin diğerine baskın gelmeyecek biçimde yakın olması.
  7. Steryo bir müzik sistemindeki her bir hoparlörden çıkan ses şiddetinin aynı değerde olması.
  8. Bir sesin tüm frekans aralıklarının, birisinin diğerine baskın gelmemesi için yakın değerlerlerde tutulması.
  9. Tartmak, muvazene sağlamak
  10. Eşit olmak, dengeli olmak

balance a tire

  1. Lastiğin balans ayarını yapmak.

brought

  1. Bring.
  2. Getirmek; vermek (ceza), kazandırmak, neden olmak; razı etmek, ikna etmek

forward

  1. İlerlemesine yardımcı olmak
  2. İlerletmek, çabuk yetiştirmek
  3. Göndermek, yeni adrese göndermek
  4. İleride olan, öndeki, ön
  5. İleri, ilerlemiş, ileriye doğru
  6. Küstah, cüretkar, şımarık
  7. (futbol) ön sırada yer alan oyuncu, forvet
  8. Aşırı, müfrit
  9. Yeni adrese yollamak, ilerletmek
  10. Sevk etmek, yollamak

Türetilmiş Kelimeler (bis)

balancebalance a tirebalance an accountbalance armbalance at the bankbalance beambalance bookbalance chimique alm. waagebalance coilbalance confirmationbalanbalabalaambalabanbalaban kuşubalabankuşubroughtbrought aboutbrought backbrought close togetherbrought disorderbrought downbrought forthbrought forwardbrought honor tobrought in linebroughbroughambro7nchopneumoniabroachbroach filebroacherbroaching
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın