balaam ne demek?
- İsraillileri lanetlemesi emrolunduğu halde, bindiği eşek tarafından azarlanınca onları takdis eden Mezopotamya lı aziz
- H., argo gazete sütunlarını icabında doldurmak için hazır bulundurulan havai yazılar.
bala
- Osmanlıca'da yazılışı: bâlâ.
- Yedek atı.
- Azat.
- Yavru, çocuk.
- Çocuk.
- Kuş yavrusu.
- Osmanlı Devletinde büyük biri mülkiye rütbesi.
- Yüksek, yüce, yukarı.
- Ufak, küçük.
- Başörtüsü.
balaban
- Atmaca, doğan vb. yırtıcı bir kuş.
- Şişman, gürbüz kimse.
- İri, büyük.
- Kuşlar (Aves) sınıfının, leyleksiler (Ciconiiformes) takımının, balıkçılgiller (Ardeidae) familyasından, sırtı siyah, diğer bölgeleri sarı, siyah, kahverengi karışık renkte olan, Palearktik bölge ve Güney Afrika'da yaşayan, Türkiye'nin pek çok yerinde yılın her mevsiminde görülen, kamışlık ve sazlıklarda yaşayan ve buralarda yuva yaparak kuluçkaya yatan, alaca karanlıkta ve gece faal olan yerli bir tür.
- Nazlı, cilveli.
- Kağnı tekerinin çıkmaması için mazının ucuna takılan çivi.
- Hazar'ın doğusunda bulunan bir çeşit oda zurnacığı.
- Osman Gazi'nin ünlü bir komutanı.
- İri vücutlu, gürbüz cüsseli kimse.
- Büyük davul ve davul tokmağı.