brought forward ne demek?
- İleri sür
- Nakli yekun
ileri
- Herhangi bir şeye göre daha ötede olan yer, geri karşıtı.
- Bir şeyin ulaşılacak yönü.
- Henüz gelmemiş zaman, gelecek, sonra.
- Önde bulunan.
- Doğrusundan daha çok gösteren (saat).
- Önceki, evvelki.
- Benzerlerini geride bırakmış.
- Öne doğru, ileri doğru.
- Temel duruşta ayak uçlarının gösterdiği yön.
- Fast.
brought forth
- Ver
brought about
- Caused, made happen
forward
- İlerlemesine yardımcı olmak
- İlerletmek, çabuk yetiştirmek
- Göndermek, yeni adrese göndermek
- İleride olan, öndeki, ön
- İleri, ilerlemiş, ileriye doğru
- Küstah, cüretkar, şımarık
- (futbol) ön sırada yer alan oyuncu, forvet
- Aşırı, müfrit
- Yeni adrese yollamak, ilerletmek
- Sevk etmek, yollamak
Türetilmiş Kelimeler (bis)
brought forthbrought aboutbrought backbrought close togetherbrought disorderbrought downbroughtbrought honor tobrought in linebrought in throughbroughbroughambro7nchopneumoniabroachbroach filebroacherbroachingforwardforward accountforward buyingforward callsforward channelforward contractforward controlforward error correctionforward exchangeforward fiyatforfor ... personsfor a changefor a flashfor a little while