başta ne demek?
- En önde olan
Arabacı mola verdiği zaman başta o büyük kızla büyük oğlan olmak üzere çocuklar aşağı atladı.
O. C. Kaygılı - Özellikle.
- Ahead.
- First.
- Foremost.
- In the first instance.
- At the outset.
- For starters.
- First of all.
- Most of all.
- In front.
en
- Bir yüzeyde boy sayılan iki kenar arasındaki uzaklık, genişlik, boy, uzunluk karşıtı.
- Hayvanlara veya eşyaya vurulan damga, işaret.
- Başına geldiği sıfatların üstün derecede olduğunu gösteren kelime
- Bir filmin iki kenar arasında kalan, filmlerin çeşitlerine göre değişen ve filmlerin boylarını belirleyen uzunluğu.
- Erime noktasının kısaltılmış şekli.
- Hlk. Hayvanların kulaklarına vurulan damga.
- Bk. genişlik
- This must not be confused with -en corresponding in Old English to the AS.
- Infinitive ending -an.
- See Em.
başta gelen
- First, overriding.
başta gelmek
- En ön sırada, üstün durumda bulunmak
- Lead