başka anlam vermek ne demek?
- Explain away.
explain
- Anlatmak, hesap vermek
- Açıklama yapmak
- Tasrih etmek, aydınlatmak
- Tenvir etmek, tarif etmek
- Açıklamak, izah etmek
- Beyan etmek, belirtmek
- Açıklamada bulunmak, izahat vermek
başka
- Bilinenden ayrı, değişik, farklı, özge
- Nitelik yönünden alışılmışın dışında bir üstünlüğü olan
- Konu edilen, bilinenden ayrı nesne ve kimse için teklik veya çokluk olarak başkası, başkaları biçiminde kullanılan bir söz
- "Ayrıca, üstelik, bir yana" anlamlarında -dan / -den başka biçiminde kullanılan bir söz.
- Other.
- Another.
- Different.
- Alternative.
- Distinct.
- Other than.
başka ad
- Alias.
anlam
- Bir kelimeden, bir sözden, bir davranış veya olgudan anlaşılan şey, bunların hatırlattığı düşünce veya nesne, mana, fehva, valör.
- Bir önermenin, bir tasarının, bir düşüncenin veya eserin anlatmak istediği şey.
- Sözcüklerin veya davranışların zihinde uyandırdığı izlenim.
- Tek iplikli nükleik asidin polaritesi.
- Meaning.
- Sense.
- Point.
- Explanation.
- Acceptation.
- Construction.
vermek
- Üzerinde, elinde veya yakınında olan bir şeyi birisine eriştirmek, iletmek
- Bırakmak veya bağışlamak
- Ondan bilmek, atfetmek
- Düşünce veya bilgi anlatan şeyleri başkalarına iletmek, bildirmek
- Döndürmek, çevirmek, yöneltmek
- Herhangi bir duruma yol açmak
- Eğlenceli toplantı düzenlemek, konuk çağırıp ağırlamak.
- Topluluk önünde sanatını göstermek, icra etmek.
- Verilen karşılıkla bir kimseyi söylediğine veya yaptığına pişman etmek
- Bring.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
başkabaşka adbaşka alfabe ile yazmakbaşka alfabeyle yazmabaşka başkabaşka biçimbaşka biçimdebaşka biçimde anlatmakbaşka bilirkişibaşka bir çift denemek ister misinizbaşbaş ağır gerek, kulak sağırbaş ağrım var.baş ağrısıbaş ağrısı olmakanlamanlam alanıanlam aykırılığıanlam bayağılaşmasıanlam belirsizliğianlam benzerliğianlam bilgisianlam bilimcianlam bilimianlam bilimselanlaanla şeyinanladığı dille konuşmakanladımsa arap olayımanlage