bağdat mamur ne demek?
- Karın tok.
- The stomach is full.
karın
- İnsan ve hayvanlarda gövdenin kaburga kenarlarından kasıklara kadar olan ön bölgesi
- Döl yatağı, rahim
- Bazı şeylerde şiş ve içi boş bölüm.
- Mide
- İç, gönül, akıl, kafa.
- Ahlaki açıdan kabul edilemeyen şeyleri kabullenme.
- Gelen ve yansımış dalgaların girişimiyle oluşan duraklı dalgalarda en büyük genlikte titreşen noktalar.
- Bk. mabeyinci
- Durağan dalgaların en büyük genlikte kesimi.
- Sindirim organları, karaciğer ve böbreklerin içinde bulunduğu ve göğüs boşluğundan bir diyaframla ayrılan vücut boşluğu, abdomen.
bağdat düğmesi
- Layşmanyadan oluşan ciltteki hastalık.
- Bkz. şark çıbanı, Halep düğmesi
- Leishmania tropica
bağdat harap
- Karnım çok aç; midem bomboş
- I am hungry.
- The stomach is empty.
mamur
- Osmanlıca'da yazılışı: ma'mur.
- Bayındır
- Güzel.
- Şenlikli, imar edilmiş, işlenmiş.
- İmar edilen, tamir edilmiş.
- Properous.
- Populous and thriving.
- Which has been developed.