azad ne demek?
Kökeni: Farsça
- Ayıpsız, kusursuz, günahsız, müberra.
- Kölelikten kurtulmuş olan.
- Kimseye bağlı olmayan.
- Serbest, hür
- Kurtulmuş.
- Zarif, nazik.
azade
- Kayıtsız, hür, salim.
- Başıboş, erkin, serbest.
- Başıboş, erkin, serbest olarak.
- Bir şeyden yakasını sıyırmış.
- Uzak.
- Herhangi bir manzumenin parçası olmayan tek mısra.
- Başıboş, serbest, hür, kurtulmuş.
- Azat edilmiş, özgür.
- Zarif ve güzel.
- (bkz. azad)
azadedil
- Gönlü bir şeye bağlı olmayan. (Osmanlıca'da yazılışı: azade-dil)