av avlayanın, kemer bağlayanın ne demek?
- Bir şey, onu elde etmenin yolunu bilenin; bir şeyden yararlanma, onu kullanmasını becerebilenin hakkıdır.
av
- Karada, denizde, gölde veya akarsularda evcil olmayan hayvanları vurma veya yakalama işi.
- Bir hayvanın bir başka hayvanı yemek için yakalaması.
- Bu yollarla yakalanan hayvan.
- Tuzağa düşürülen, kendisinden yararlanılan kimse.
- Avcı tarafından avlanan hayvan.
- Belirli bir metot ve av aracı kullanılarak elde edilen su ürünü.
- Short for 'array value', which refers to one of Perl's internal data types An AV is a kind of SV.
- Audio-Visual AV Macintosh models have video-capture hardware and have sophisticated sound recording capabilities.
- Abbreviation of aperture value Used on some camera information displays as a shortened way to refer to aperture settings.
- Short for 'array value', which refers to one of Perl's internal data types that holds an array The AV type is a subclass of SV.
av ağaları
- Avlanmaya çıkan padişahın yanında bulunup kendisine yardım eden ağalar: atmacacıbaşı, çakırcıbaşı, şahincibaşı.
kemer
- Bele dolayarak toka ile tutturulan, kumaş, deri veya metalden yapılan bel bağı
- Etek, pantolon vb. giysilerin bele gelen bölümü.
- Emniyet kemeri.
- Tümsekli.
- Kemiklerden oluşmuş kemer biçiminde tavan.
- Katmanlı kayaçlarda bir kıvrımın kabarık tepe yeri, tekne karşıtı.
- İki sütun veya ayağı birbirine üstten yarım çember, basık eğri, yonca yaprağı vb. biçimlerde bağlayan ve üzerine gelen duvar ağırlıklarını, iki yanındaki ayaklara bindiren tonoz bağlantı
- Özellikle yolculukta kullanılan, üzerinde altın, para yerleştirmeye yarar gözleri olan meşin kuşak.
- Bir kıvrımın kabarık, tepe yeri. bkz. tekne, kıvrım.
- Yay gibi eğik olan yapı.