atıf ne demek?
Kökeni: Arapça
- İyiliksever, karşılık beklemeden gösterilen sevgi, bağlayan.
- Birini beğenen, ona sevgi ve şefkatle bakan.
- Birinin işi veya sözü olduğunu iddia etme.
- Merhamet sahibi, şefkatli, acıyan.
- Yüzünü çeviren, bakan.
- Meylettirme, imale.
- İçten ve samimi olan.
- Mail, müteveccih.
- Yöneltme, çevirme.
- Hami, isnad.
- İlişkili bulma.
- Bk. gönderme
- Eğilen, meyleden.
- Bağlayan.
- Şefkatli, sevecen
- Dokunma.
- Attribution.
- Reference.
- Ascribing.
- Ascription.
gönderme
- Göndermek işi, irsal.
- Sözlükçülükte bir madde başını işlerken, ilgisi dolayısıyla başka bir madde başına yollama.
- Atıf yapma işi.
- Geniş anlamıyle bir yasada, başka bir yasanın koyduğu kimi temel kurallara göre, işlem yapılmasına bağlı kalma ve o kurallara uyma.
- Remand.
- Transmitting.
- Sending.
- Forwarding.
- Consignment.
- Conveyance.
atıfa
- Sevgi ve şefkat gösteren.
- Beğenen.
- (bkz. atıf)
- İlişkili bulma.
atıfe
- Karşılık beklemeden sevmek, iyilik.
- Bkz. atıf.