askıntı olmak ne demek?
- Karşı cinsi rahatsız etmek.
- Başkalarının sırtından geçinmek.
- Birini tedirgin edecek kadar üzerine düşmek.
- Bkz. yaltaklanmak.
- To pester, to plague.
yaltaklanmak
- Dalkavukluk etmek
- Tabasbus etmek
- Birine hoş görünmek için onursuzca davranmak
- To toady to.
- To fawn on over.
- To lickspittle.
- Bow and scrape.
- To stoop to conquer.
- Cringe.
- Curry favour.
askıntı
- Başkalarının sırtından geçinen (kimse).
- Karşı cinsi rahatsız eden (kimse).
- Obtrusive.
- Pesterer.
askı
- Üzerine herhangi bir şey asmaya yarar nesne.
- Pantolon veya giysilerin düşmesini önlemek için omuzdan aşırılan bağ.
- Artırma, eksiltme vb. resmî iş ilanlarının ilgili daire duvarında belli bir zaman süresince asılı durması.
- Hastanelerde kırık kol veya bacakların asılarak tutturulduğu araç.
- Çay, kahve taşımaya yarar kahveci tepsisi, fener.
- Saklanmak için tavana asılmış dizi veya hevenk.
- Yeni yapılan yapıların çatısına, ev sahibi tarafından usta için veya düğün arabalarına düğün sahibi tarafından arabacı için armağan olarak asılan kumaş.
- Gelinin oturacağı yerin üstüne asılan süsler
- Ayakta çalınabilmesi için gitara takılarak omuzdan aşırılan kuşak.
- Kurgu odasında, üzerine film parçalarının asıldığı sıra çengeller.
olmak
- Meydana gelmek, varlık kazanmak, vuku bulmak
- Gerçekleşmek veya yapılmak.
- Bir görev, makam, san veya nitelik kazanmak
- Bir şeyi elde etmek, edinmek
- Bir durumdan başka bir duruma geçmek.
- Herhangi bir durumda bulunmak.
- Uygun düşmek, yerinde görülmek.
- Yetişmek, olgunlaşmak.
- Happen.
- Become.