artık bırakılmış olmak ne demek?
- Fall into disuse.
fall
- Sonbahar
- Inmek
- Çökme, yağış
- Düşüş kaydetmek
- Hayvanların doğması
- (fell, fallen) düşmek, dökülmek, yağmak
- Güz
- Çökmek
- Düşüş, düşme
- Kapanmak, yıkılmak, mahvolmak, ölmek
artık
- İçildikten, yenildikten veya kullanıldıktan sonra geriye kalan.
- Daha çok, daha fazla.
- Bundan böyle, sonra, daha, yeter
- Kalan veya artan bölüm.
- Bir şey harcandıktan sonra artan bölümü.
- Büyük ve tam aralıkların yarım ses artmış hâli.
- Ziyade, çok üstün.
- Vekarlı.
- Belirli bir işlem sonucunda geriye kalan, artan.
- Erdemli, nitelikli, üstün.
artık açıklama
- Esasen kendi kendine anlaşılan bir ifadeye katılmış açıklayıcı söz (ARTIK AÇIKLAMALI, Epéxégétique).
- Epéxégèse
olmak
- Meydana gelmek, varlık kazanmak, vuku bulmak
- Gerçekleşmek veya yapılmak.
- Bir görev, makam, san veya nitelik kazanmak
- Bir şeyi elde etmek, edinmek
- Bir durumdan başka bir duruma geçmek.
- Herhangi bir durumda bulunmak.
- Uygun düşmek, yerinde görülmek.
- Yetişmek, olgunlaşmak.
- Happen.
- Become.