answer in the affirmative ne demek?
- Olumlu cevap vermek.
olumlu
- Gözetilen amaca veya beklenilene uygun, yararlı, müspet, pozitif
- Yapıcı
- Onaylayan, kabul eden, lehte olan.
- Olgulara, deneylere dayalı olarak bazı nitelikleri belli olan, müspet, pozitif.
- Davranışları beğenilen, yapıcı düşünceleri olan, yararlı.
- Positive.
- Affirmative.
- Assertive.
- Content.
- Favorable.
answer
- Kefil olmak
- Cevap vermek
- Cevap, karşılık, mukabele
- Bir çalgının başka bir çalgıya cevap vermesi
- Hesabın doğru sonucu
- Gelmek (çağrılınca)
- Halletmek
- Mukabele etmek, karşılamak
- İhtiyacı karşılamak
- Ödemek, hesap görmek
answer back
- Karşılık vermek, cevabı yapıştırmak
in
- Yaban hayvanlarının kendilerine yuva edindikleri kovuk.
- Mağara.
- İnsan.
- Bkz. kovuk, mağara.
- Koyun pisliği
- (edat) içinde, -de, -da
- Lair.
- Cave.
- Hole.
- Burrow.
the
- Belirli durumlarda isimden önce kullanılır
- O (tarif edatı, harfi tarif, belirtme sıfatı)
- Ne kadar, o kadar (mukayese sıfatlarından evvel)
Türetilmiş Kelimeler (bis)
answeranswer backanswer foranswer machineanswer matchinganswer modeanswer nowanswer offanswer seizure ratioanswer signalansans loadedans yüklüansaansa aksillarisinin a bad conditionin a bad fixin a bad lightin a bad moodin a bad temperin a bad wayin a big hurryin a big wayin a bodyii 0i accepti adore youi agree