anlayış ne demek?
- Anlama işi veya biçimi, telakki, zihniyet
- Anlama yeteneği, feraset, izan, zekâ.
- Hoş görme, hâlden anlama.
- Bir kimsenin anlama biçimi ya da anlama gücü
- Bir kimsenin benimsemiş olduğu düşüncelerin ve inançların tümüne verilen ad.
- Ayırıcı bir nitelik olmak bakımından görüş, zihniyet.
- Understanding.
- Intelligence.
- Sensibility.
- Comprehension.
- Mentality.
- Apprehension.
- Cognizance.
- Discernment.
- Horizon.
- Percipience.
- Sagacity.
- Savvy.
- Conception.
- Grasp.
- Insight.
- Reach.
- Sense.
- Sympathy.
- Acumen.
- Concept.
- Judicial conception.
- Penetration.
- Perception.
- Reason.
- Turn of mind.
anlayış gösterme
- Indulgence.
anlayış göstermek
- Istenen kolaylığı sağlamak; hoşgörülü davranmak.
- Istenilen veya söylenilen bir şeyi hoşgörüyle karşılamak.
- To show understanding, to be tolerant.