alevlenme noktası ne demek?
- Flash point.
flash
- Işaret olarak yanıp sönen ışık
- (şimşek) çakmak. (işaret vermek için) (ışıkları) yakıp söndürmek. büyük bir hızla geçmek. bir an için göstermek.
- Birden gelen su akıntısı
- Kaba gösteriş
- Cama renk vermek için maden tuzu ile kaplama
- Bkz. flaş.
- Hırsız veya serserilere ait
- Gösterişli fakat sahte
- Kaba bir şekilde gösterişli
- Birden alevlenmek, şimşek gibi çakmak veya parlamak
alevlenme
- Bkz. azma, eksaserbasyon
- Alevlenmek işi.
- İştial.
- Blazing up.
- Blaze.
- Flare up.
- Exacerbation.
- Inflammation.
alevlenmek
- Alev çıkarmaya başlamak.
- Yanmaya başlamak, alev almak.
- Zorlu, öfkeli veya heyecanlı bir durum almak.
- Ateşlenmek, körüklenmek.
- Parlamak.
- Flame.
- To take fire.
- To blaze.
- To grow violent.
- To flare up.
nokta
- Çok küçük boyutlarda işaret, benek.
- Bazı harflerin üzerine konulan ufak işaret.
- Yer
- Konu, konu ile ilgili önemli bölüm
- Nöbetçi bulunan yer.
- Nöbetçi, gözcü, bekçi
- Sınır, derece, radde.
- Cümlenin bittiğini anlatmak için sonuna konulan, küçük benek biçimindeki noktalama işareti (.).
- Uzambilgisinde tanımsız öğelerden biri.
- Belirli bir uzayın koyutlarını gerçekleyen öğelerden her biri.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
alevlenmealevlenmekalevlenmemekalevlenmezalevlenalevlendiralevlendiricialevlendirmealevlendirmeknoktası noktasınanoktasına virgülüne dokunmadannoktasıznoktasız virgülsüznoktasız yazınoktasalnoktasal fonksiyonnoktasal kafesnoktasal kestirimnoktasal kirliliknoktanokta apartmannokta atışınokta bagnokta boyutu