aklanmak ne demek?
- Ak olmak, temizlenmek.
Bu çamaşır ne aklanır ne paklanır.
- Hakkında dava açılan sanığın, yargılama sonunda suçsuz bulunması, temize çıkmak, beraat etmek.
Yasak oyunum bu rejimde aklandı, Ulvi Uraz onu ramp ışığına çıkardı.
H. Taner - Şirket, dernek, kooperatif vb. kuruluşların faaliyetleri ve harcamaları genel kurulca uygun bulunmak.
- Temize çıkmak, beraat etmek.
To be cleaned.
To be acquitted.
To be absolved beraat etmek.
To be cleared.
To be discharged (of a liability.
To be released.
To be granted full discharge.
Be acquitted.
ak
- Duru, lekesiz, beyaz (ten için)
- Kar, süt vb.nin rengi, beyaz, kara ve siyah karşıtı.
- Bu renkte olan
- Beyaz leke.
- Temiz.
- Dürüst.
- Sıkıntısız, rahat.
- Alnı açık, namuslu, asil
- Bazı şeylerde beyaz bölüm.
Abbreviation for Astigmatic Keratotomy.
aklanma
- Temize çıkma, keraat
- Aklanmak işi.
- Sanığın yargılama sonunda, kendisinin üstüne atılan suçu işlemediği, sanığın başka bir kimse olduğu, eylemin yasaya göre suç sayılmadığı anlaşılması.
Acquittal.
Exculpation
Quittance
Absolution
Acquittement
aklanmamak
(neg. form of aklanmak) be acquitted.