akındırık ne demek?
- Reçine, çam sakızı, akma.
- Boyacılıkta kullanılan, rengi sarıdan kahveye değişen, genellikle saydam ve örgensel çözenlerde çözünen, sudan etkilenmeyen, örgensel ya da örgüsüz, katı ya da yarı katı gereç.
- Resin.
- Résine
akın
- Kalabalık bir şeyin arkası kesilmeyen bir geliş durumunda olması.
- Gol atmak veya sayı yapmak amacıyla karşı takımın sahasına doğru genellikle topluca girişilen hücum.
- Bir şeyin yoğun bir halde gelişi ya da gidişi
- Kazak-Kırgız Türklerinin saz şairlerine verdiği ad.
- Sayı yapmak üzere karşı takım kalesine doğru genellikle topluca girişilen eylem.
- Düşman topraklarına tedirgin etme, yıldırma, çapul gibi amaçlarla toplu olarak yapılan baskın.
- Her engeli aşan, güçlüklerden yılmayan, hızlı hareket kabiliyetine sahip.
- Kalabalık bir şeyin arkası kesilmeyen bir geliş durumunda olması.
- Çevik hareketlerle düşman üstüne yürüme.
- Ekin, harmandan alınan buğday.
akın akın
- Arkası kesilmeyen kalabalık öbekler durumunda
- Rushing and surging in grounds.
- In crowds