afaki ne demek?
Kökeni: Arapça
- Önemsiz, gereksiz (söz)
Biraz afaki sohbetten sonra oradan kalktık.
A. Rasim - Bir kaynağa dayanmayan, hayali
- Belli bir konu üzerine olmayan, dereden tepeden (konuşma)
Biraz afaki sohbetten sonra oradan kalktık.
A. Rasim - Nesnel
Bir anda bütün hislerini kaybederek afaki düşündü.
P. Safa - Objektif
- Benliğin dışında olan.
- Merceksizlik
- Gözde merceğinin bulunmaması
- Gözde göz merceğinin bulunmaması.
- Small.
- Wandering.
- Rambling.
- Objective nesnel.
- Objective.
- Not specific talk.
- Aphakia.
afaki ihtimaliyet
- Bk. nesnel olasılık
afakileştirmek
- Objectivize, cause to become objective.