afak ne demek?
Kökeni: Arapça
- Ufuklar
Garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar.
M. A. Ersoy - Göğün yerle birleşmiş gibi göründüğü kısımlar
- Her taraf, etraf, çevre, sınır.
Daha şimdiden torununuz olacak yumurcakların şöhreti afakı tuttu.
Y. K. Karaosmanoğlu - Ufuklar, dört bir taraf.
- Kişinin kendi nefsi dışındaki gözle görülen bütün varlık alemi
- Horizon, line where the sky appears to meet the Earth.
afakan
- Bkz. hafakan
- Yürek hoplaması, yürek çarpıntısı, iç sıkıntısı, fenalık.
afakanı kalkmak
- Heyecanlanmak, yüreği oynamak.