adımlarını hızlandırmak ne demek?
- Quicken one's pace.
quicken
- Neşelenmek, hayat bulmak
- Şevke getirmek
- Hareketlendirmek, hayata döndürmek
- Canlandırmak, diriltmek
- Tembih etmek, uyandırmak
- Hızlandırmak, çabuklaştırmak
- Neşelendirmek, heveslendirmek
- Canlanmak, dirilmek, zindeleşmek
- Rahimde hayat belirtisi göstermek
- Hızlanmak.
adımlarını açmak
- Yürürken hızlanmak.
adımlarını seyrekleştirmek
- Hızlı yürürken adımlarını yavaşlatmak.
- Hızlı yürürken yavaşlamak.
hızlandırmak
- Hız verilmek, hızı artırılmak
- Accelerate.
- Expedite.
- Precipitate.
- Press.
- Quicken.
- To speed sth up.
- To accelerate.
- To quicken.
- To precipitate.