hızlandırmak ne demek?
- Hız verilmek, hızı artırılmak
Haberleşme olanaklarının çoğalması, basının gelişmesi, bu bilinçlenmeyi hızlandırır.
O. Rifat - Accelerate.
- Expedite.
- Precipitate.
- Press.
- Quicken.
- To speed sth up.
- To accelerate.
- To quicken.
- To precipitate.
- To expedite.
- To hurry sth up.
- To speed up.
- Hasten.
hızlandırma
- Bkz. hızlanma
- Hızlandırmak işi.
- Bir etkinin hızlanması, dolaşımı hızlandırma
- Acceleration.
- Accelerating.
- Speeding up.
hızlandırma etkisi
- Accelerating grid.