ağırlama ne demek?
- Ağırlamak işi, ikram, izaz.
Kusursuz bir düzenle kurulmuş geleneksel iftar sofrası, yabancı konukları karşılamaya ve ağırlamaya hazırdı.
A. İlhanJülîde’nin onları ağırlaması lâzım.
R. N. Güntekin - Gelin veya güveyi karşılanırken çalınan kıvrak bir hava.
- Saygıyı belirtmek amacıyla şiirin sonuna eklenen mısralar.
- Orta oyununda oyundan önce çalınan parça
Entertainment.
Entertainment of a guest.
Celebration treat.
Accommodation
ağırlama günü
- (Resim) Bir serginin kamuya açılmadan önce, çağrılanlara gösterildiği gün.
Private view.
Vernissage
ağırlamak
- Yavaşlamak
- Konuğa saygı göstererek onun her türlü rahatını, gereksinimini sağlamak, ikram etmek, izaz etmek
To show hospitality to sb.
Host.
Wine.
To entertain.
To put sb up.
To extend hospitality.
Entertain.
Wine and dine smb.