ağırlamak ne demek?
- Konuğa saygı göstererek onun her türlü rahatını, gereksinimini sağlamak, ikram etmek, izaz etmek
Yine güler yüzle misafirlerini ağırlıyorlar.
M. Ş. EsendalBeni karşıladılar ve ağırladılar.
A. Kabaklı - Yavaşlamak
Tren ağırlayınca hemen atladı.
To show hospitality to sb.
Host.
Wine.
To entertain.
To put sb up.
To extend hospitality.
Entertain.
Wine and dine smb.
Dine.
Show hospitality.
Feast.
Fete.
Receive.
Regale.
ağırlama
- Orta oyununda oyundan önce çalınan parça
- Ağırlamak işi, ikram, izaz.
- Gelin veya güveyi karşılanırken çalınan kıvrak bir hava.
- Saygıyı belirtmek amacıyla şiirin sonuna eklenen mısralar.
Entertainment.
Entertainment of a guest.
Celebration treat.
Accommodation
ağırlama günü
- (Resim) Bir serginin kamuya açılmadan önce, çağrılanlara gösterildiği gün.
Private view.
Vernissage