gedik ne demek?
- Bir düzey üstündeki yıkık, çatlak veya aralık, rahne.
- Dağ geçidi.
- Boşluk, eksiklik
... kanunların gediğinden alabildiğine yararlanıp küpünü doldurmuş bir açıkgözdü.
H. Taner - Güçlük, güç durum.
- Yarma saldırısında düşman mevzilerinde açılan yer.
- Bir işi yapmak, bir şeyden yararlanmak yolunda verilen hak, imtiyaz.
- Eksik dişli.
- (gap) Bir düzey üstündeki yıkık, çatlak veya aralık
- Osmanlı İmparatorluğunda 1
- Yüzyılın başlarında İstanbul'da mal ve hizmet gereksinimlerinin karşılanmasında oluşan istem-sunum dengesizliğini gidermek amacıyla belirli bir zenaat ya da ticareti yapabilmek için devletçe verilen ayrıcalık ve bu ayrıcalık karşılığında alınan bir tür vergi.
- Kitaplıktaki dermede doldurulması beklenen boşluk ya da boşluklar.
- Kaynakçada, özellikle geri dönüşlü çalışmalarla doldurulması gereken boşluk ya da boşluklar.
- Büyük çentik, yıkık yer.
- Yüksek yer, tepe.
- Ayrıcalık, verilmiş hak.
- Görev, vazife.
Breach.
Inroad.
Crevice.
Gap.
Notch.
Nick.
Rent.
Inroads.
Mountain pass.
Pass.
Difficulty.
Fault.
Defect.
Privilege.
Indentation.
Notching.
Slap.
Brach.
Chase.
Serrate.
Skip.
Dent.
Kerfi nick.
Dented.
License.
Aperture.
Chasm.
Lacuna (lacunae).
Pocket.
Rift.
gedik açan işlemler
- Bk. çizgi üstü işlemler
gedik açılmak
- Giderilmesi çok güç bir eksiklik ya da açık ortaya çıkmak.
- Giderilmesi çok güç bir eksiklik veya açık ortaya çıkmak: El yordamıyla ilerlemeyi sürdürürken, sanki karanlıkta bir gedik açılıyor, bir yerlerden içeriye ışık vuruyor. -A. Ümit.