şapa oturmak ne demek?
- Içinden çıkılması güç bir duruma düşmek.
- To be up a gum tree.
şapadanak
- Ansızın.
- "Şap" diye ses çıkarak.
şap
- İstekle öperken çıkan ses.
- Birden yere düşme veya çarpma sırasında çıkan ses.
- Alüminyum ve potasyum sülfatından veya amonyum alüminyum sülfatından oluşan, sıcak suda eriyen, tadı buruk, antiseptik bir madde
- İnce kum ve çimentoyla yapılan düzgün döşeme sıvası.
- Doğal yollardan elde edilmiş ve saf olmayan alüminyum hidroksit ve sülfürik asit karışımına amonyum veya potasyum ilavesiyle elde edilen, renksiz, kokusuz, kan veya doku proteinlerini çöktürerek etkiyen emilebilir yerel etkili kanama dindirici bir ve büzüştürücü etkili, hematoksilenin yapısında bulunan ve aşı yapımında adjuvant olarak da kullanılan bir madde.
- Bu bileşiğin, herhangi bir çift sülfat içeren grubu, alum.
- Alum.
- Smack.
- Smacking noise.
- Kalinite.
oturmak
- Vücudun belden yukarısı dik duracak biçimde ağırlığı kaba etlere vererek bir yere yerleşmek
- Bu biçimde yerleştiği yerde kalmak
- Uygun gelmek, ölçüleri tam olmak
- Bir yerde sürekli olarak kalmak, ikamet etmek
- Hiçbir iş yapmadan boş vakit geçirmek, boş durmak.
- Toprak veya yapı çökmek, aşağı inmek.
- Biriyle beraber yaşamak
- Bir işi yapmakta olmak, bir işe başlamak üzere olmak
- Sit down.
- Be seated.