üst üste gelmek ne demek?
- Çakışmak: Yaşam çizgileri bir rastlantı sonucu üst üste geldiğinde yağmur sonrası serinliğinde birlikte yürüyecekler. -İ. Aral.
- Lap, overlap.
üst üste gelme
- Bir ortamdaki iki ya da daha çok dalganın birlikte oluşturdukları etkinin, bu dalgaların tek tek etkilerinin toplamına eşit olma ilkesi.
- Bir ortamdaki iki ya da daha çok dalganın birlikte oluşturdukları etkinin, bu dalgaların tek tek etkilerinin toplamına eşit olma ilkesi.
- Superposition.
- Überlagerung
- Superposition
üst üste gelen genler
- Bir proteini kollayan genin DNA dizisinin bir kısmının diğer bir proteini kotlayan genin tamamı ya da bir kısmıyla çakışan parçası.
- Overlapping genes.
- Gène échaufferment
üste
- Fazladan, ayrıca.
- In addition.
- On end.
- Surplus.
gelmek
- Getirmek
- Bir yere gitmek, ulaşmak, varmak
- Geriye dönmek
- Oturmaya, ziyarete gitmek.
- İsabet etmek.
- Varmak, ulaşmak.
- Varlığını sürdürmek, yaşamak, intikal etmek.
- Ortaya çıkmak, doğmak.
- Belli bir süre dolmak
- Put in.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
üst üste gelmeüst üste gelen genlerüst üste getirmeküst üste atmaküst üste binmeküst üste birkaç vuruşüst üste çekimüst üste film çekmeüstüst açıüst açı grubuyla atışüst ağüst ağırlığına çıkmaüst alizeüst ana toplardamarüst asma katüst bagajüst bağüsüs görevlisiüs komutanıüsalüsameüsteüste çıkmaüste çıkmaküste doğru haliüste oturmaküste vermeküste vurmaküsteciliküsteğmenüsteğmenlik