önde gelenler ne demek?
- Front bencher.
front
- Ön, baş
- Ön taraf, ön saf
- (bir arsanın) yol kenarı
- Birleşik hareket grubu, cephe
- Hareket sahası, mücadele alanı
- Başkan, sözcü
- Gizli maksatları örtmek için kullanılan kurum veya şahıs
- Cüret
- Takdir
- (otelde) sıra kendisinde olan vale
önde gelen
- Pref. arch.
önde gelen kenar
- Leading edge
gelen
- Gelme işini yapan (kimse veya nesne).
- Bir ışık kaynağından çıkıp bir aynanın yüzüne veya saydam bir cismin yüzeyine düşen (ışın).
- Coming.
- Incoming.
- Oncoming.
- Arriving.
- Reaching.
- Comer.
- Inbound.
- Who is coming.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
önde gelenönde gelen kenarönde gelmeönde gelmekönde gidenöndeönde giden yorulur, arkada kalan soyulurönde gitmekönde olanönde olan şeyöndamaköndamak ünsüzüöndamaksılönön yukarıda tutuşön açıön açınıkön adgelenlerin tümügelengelen ağam giden paşamgelen ağam giden patamgelen aramagelen bağlantı noktasıgelegelebangeleborugelecege dogrugeleceğe bakmak