önceki geçmiş zaman ne demek?
- Pluperfect tense, pluperfect.
pluperfect
- Önceki geçmiş zaman, geçmiş zamanın hikayesi
- Gram
önceki
- Önce olan, evvelki, mukaddem, sabık.
- Previous.
- Former.
- The former.
- Prior.
- Foregoing.
- Antecedent.
- Anterior.
- Last.
- Onetime.
önceki cirocu
- Preceding indorser.
geçmiş
- Geçme işini yapmış.
- Zaman bakımından geride kalmış
- Çürümeye yüz tutmuş.
- Bugüne göre geride kalmış olan zaman, mazi
- Arkada kalan hayat, mazi
- Birinin ölmüş ana, baba ve yakınları
- Past.
- Bygone.
- Belated.
- Previous.
zaman
- Bir işin, bir oluşun içinde geçtiği, geçeceği veya geçmekte olduğu süre, vakit
- Bu sürenin belirli bir parçası, vakit
- Belirlenmiş olan an.
- Çağ, mevsim.
- Bir işe ayrılmış veya bir iş için alışılmış saatler.
- Dönem, devir
- Bir süre ile ilgili durum ve şartlar
- Güneş ve yıldızların öğlene göre açısal uzaklığına karşılık bir ölçü.
- Bk. çağ
- (Derleme.. fiillerde Zaman) Eylemlerin belirttikleri geçmiş zaman, şimdiki zaman, geniş zaman, gelecek zaman kavramı: Geldi, gelmiş, geliyor, gelir, gelecek, geldiydi, geliyormuş, hastaydı vb.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
öncekiönceki cirocuönceki durumönceki durumuönceki durumuna getirönceki emri geçersiz kılan emirönceki gibi isteönceki görevliönceki günönceki ifadenin savunmayı engellemesiöncekönceönce baldın, pekmez oldun şimdi para etmez oldunönce can sonra cananönce davranmakönce dinlemegeçmişgeçmiş bandıgeçmiş deneyimlergeçmiş dosyasıgeçmiş geçmişte kalsıngeçmiş göstermeliğigeçmiş günlüğügeçmiş hizmet maliyetigeçmiş ile ilgili bilgilergeçmiş klasörügeçmis dosyasigeçmis zamangeçmise dogrugeçmise gitgeçmegeçme ile tutturmakgeçme imigeçme karalığıgeçme kaynak