çelme ne demek?
- Çelmek işi.
- Birini yere düşürmek için ayağının önüne ayak uzatma
Bir itişme, bir bakışma, bir yanındakine çelme vurup öne geçme yarışıdır gidiyordu.
Y. K. Karaosmanoğlu - Arkadan hafifçe bağlanan baş örtüsü.
- Karşı güreşçinin ayağının arkasına ayak koyma.
- Trip, stumble.
çelmek
- Ayak uzatarak birisini düşürmek.
- Yolundan çevirmek, engel olmak, engellemek
- Örtü vb.ni örtünüp iki ucunu bağlamak.
- Bir şeyin kenarını verev veya çapraz kesmek, çalmak.
- Topa gidiş yönünü değiştirecek biçimde vurmak.
- Kendi yanına çekmek, beğenisini, sevgisini kazanmak.
- Düşünce ve davranış birbirini tutmamak, birbirine ters düşmek.
- Swerve.
- To divert.
- To deviate.
çelme takmak
- Trip up, trip.
çelmece
- Aklını karıştıracak biçimde