çekidüzen vermek ne demek?
- Düzgün duruma getirmek, düzeltmek, düzenlemek.
To put in order, to tidy, to tidy up, to smarten.
çekidüzen
- Düzenlilik, özen, itina, intizam, ihtimam
Tidiness.
Orderliness.
çekide
- Gürz ve topuz gibi eski zamanlarda kullanılan savaş aletleri.
vermek
- Üzerinde, elinde veya yakınında olan bir şeyi birisine eriştirmek, iletmek
- Bırakmak veya bağışlamak
- Ondan bilmek, atfetmek
- Düşünce veya bilgi anlatan şeyleri başkalarına iletmek, bildirmek
- Döndürmek, çevirmek, yöneltmek
- Herhangi bir duruma yol açmak
- Eğlenceli toplantı düzenlemek, konuk çağırıp ağırlamak.
- Topluluk önünde sanatını göstermek, icra etmek.
- Verilen karşılıkla bir kimseyi söylediğine veya yaptığına pişman etmek
Bring.