çatışma noktasına gelmek ne demek?
- Be on collision course.
çatışma
- Çatışmak işi
- Silahlı büyük kavga, arbede.
- Savaş maksadıyla düşmana karşı ilerleyen bir birliğin karşı tarafın keşif ve güvenlik kollarıyla arasındaki ilk silahlı vuruşma.
- Türlü yönlerden uzanan kıvrımlı dağ sıralarının, bir yerde dar bir açı ile birbirine yaklaşıp kaynaşması veya düğümlenmesi.
- Kenetlenme.
- Aynı anda ortaya çıkan birbirine karşıt ya da eşit derecede çekici dilek ve isteklerin bireyde yarattığı ruhsal durum.
- Birbirleriyle uyuşmayan dilek, istek ya da ereklerin yarışmasından ortaya çıkan üzücü ya da kıvanç vermekten uzak bilinç durumu.
- Tie tie.
- Clash.
- Battle.
çatışma bilgisi
- Conflict information.
gelmek
- Getirmek
- Bir yere gitmek, ulaşmak, varmak
- Geriye dönmek
- Oturmaya, ziyarete gitmek.
- İsabet etmek.
- Varmak, ulaşmak.
- Varlığını sürdürmek, yaşamak, intikal etmek.
- Ortaya çıkmak, doğmak.
- Belli bir süre dolmak
- Put in.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
çatışmaçatışma bilgisiçatışmakçatışmamakçatışmaya girmekçatışçatışançatışan aygıt listesiçatışan değişikliklerçatışan kimseçatıçatı arasıçatı arası odasıçatı bağlamasıçatı barınoktasına virgülüne dokunmadannoktası noktasınanoktasıznoktasız virgülsüznoktasız yazınoktasalnoktasal fonksiyonnoktasal kafesnoktasal kestirimnoktasal kirlilik