çağlayarak akmak ne demek?
Ripple.
çağlayan
- Küçük bir akarsuyun, çok yüksek olmayan bir yerden dökülüp aktığı yer, küçük şelale
- Akarsuların yataklarındaki eğim kesikliklerinde oluşan doğal su düşüşü, bkz. büyük çağlayan.
Waterfall.
Fall.
Cascade.
Cataract.
Chute.
Linn.
Falls.
Overfall.
çağlayan gibi dökülmek
Cascade.
akmak
- Zaman çabuk geçmek.
- Karışmak, katılmak.
- Çabucak savuşmak, ortadan kaybolmak.
- Süzülmek, kaymak, kayarak geçmek
- Dolaşmak, cevelan etmek
- Dağılmak, yayılmak, birbirine karışmak
- Devam etmek, geçmek, intikal etmek
- Meyletmek
- Akın etmek, hücum etmek
- Sıvı maddeler veya çok ince taneli katı maddeler bir yerden başka bir yere doğru gitmek