çağlayan ne demek?
- Küçük bir akarsuyun, çok yüksek olmayan bir yerden dökülüp aktığı yer, küçük şelale
Yüksekten karşıda çağlayanın şırıltısı duyuluyordu.
Ö. Seyfettin - Akarsuların yataklarındaki eğim kesikliklerinde oluşan doğal su düşüşü, bkz. büyük çağlayan.
- Waterfall.
- Fall.
- Cascade.
- Cataract.
- Chute.
- Linn.
- Falls.
- Overfall.
- Chute d'eau
çağlayan gibi dökülmek
- Cascade.
çağlayan sağanağı
- Yüksek erkeli bir eksicik, bir özdek içinden geçenken kendi erkesi basamağında ışılcıklar, bunların da eksicik ve artıcık çiftleri oluşturması.
- Yüksek erkeli bir eksicik, bir özdek içinden geçenken kendi erkesi basamağında ışılcıklar, bunların da eksicik ve artıcık çiftleri oluşturması.
- Cascade shower.
- Kaskadenschauer
- Gerbe de rayons cosmiques