çığırtkanlık ne demek?
- Çığırtkanın yaptığı iş
Ben sürekli bir afacanlıkla ve çığırtkanlıkla koşuşup duruyordum.
Y. K. Beyatlı
çığırtkanlık etmek
- Tout.
çığırtkan
- Çağırtkan.
- Bir olayı, bir haberi yüksek sesle çevreye duyuran kimse
- Çıkarı olduğu için birini övüp koruyan kimse.
- Panayır sinemalarında izleyici avlamak amacıyla, gösterilen filmi öven kimse
- Sessiz sinema döneminde, aynı işi gördükten sonra, ayrıca gösterim sırasında filmi açıklayan kimse.
- Tout.
- Decoy bird.
- Crier.
- Noisy advertiser.
- Decoy duck.