zindan etmek ne demek?
- Bir yeri yaşanmaz, huzursuz, rahatsız, zevk alınmaz bir duruma getirmek.
Ah evladım, sorma, onu bir zalim herif aldı, zavallı tazeye dünyayı zindan etti.
Ö. Seyfettin
zindan gibi
- Karanlık ya da iç sıkıcı (yer).
- Stockfinster.
zindan olmak
- Yaşanmaz, huzursuz, rahatsız, zevk alınmaz duruma gelmek: Evi ona zindan oldu.
etmek
- Bir işi yapmak
- Bir durumu ortaya çıkarmak.
- "İyi, kötü" zarflarıyla birlikte davranmak.
- Bulmak, erişmek
- Birini bir şeyden yoksun bırakmak.
- Herhangi bir değerde olmak
- Vermek.
- Eşit değer kazanmak.
- Step.
- Say.