zayıflamak ne demek?

  1. Zayıf duruma gelmek

    Paşa, kendisini görenleri tanımayacak kadar zayıflamıştı.

    Ö. Seyfettin
  2. (en)Decay.
  3. (en)Decline.
  4. (en)Fade.
  5. (en)Loose flesh.
  6. (en)Grow lean.
  7. (en)Grow thin.
  8. (en)Peak.
  9. (en)Reduce.
  10. (en)Slim.
  11. (en)Thin.
  12. (en)Thin down.
  13. (en)Thin of.
  14. (en)Thin out.
  15. (en)Be on the wane.
  16. (en)Weaken.
  17. (en)Droop.
  18. (en)Fail.
  19. (en)Wane.
  20. (en)Waste.
  21. (en)Waver.
  22. (en)To become thin.
  23. (en)To slim.
  24. (en)To weaken.
  25. (en)To reduce.
  26. (en)To decline.
  27. (en)To flag.
  28. (en)To lose weight.
  29. (en)To get thin.
  30. (en)To get scrawny.
  31. (en)To slim down.
  32. (en)To get weak.
  33. (en)(possibility.

zayıf

  1. Kişilik ve ruhsal yönden gereği kadar güçlü olmayan
  2. Eti, yağı az olan, sıska, cılız, arık (insan veya hayvan)
  3. Görevini yapacak yeterli gücü olmayan.
  4. Sağlamlığı, dayanıklılığı olmayan.
  5. Önemli, güvenilir olmayan.
  6. Çok az.
  7. Enerjisi, etkisi, yoğunluğu az olan.
  8. Başarısızlığı gösteren not.
  9. Bilgi yönünden yeterli olmayan, yeteneksiz.
  10. (en)Atonic.

zayıflama

  1. Bkz. kaşeksi, cılızlık
  2. Organizmanın yağ depolarının erime ve kilo kaybı
  3. Zayıflamak işi
  4. Bk. kararma
  5. (en)Reducing.
  6. (en)Slimming.
  7. (en)Attenuation.
  8. (en)Decay.
  9. (en)Emaciation.
  10. (en)Fading.

zayıflama dengelemesi

  1. (en)Attenuation compensation

Türetilmiş Kelimeler (bis)

zayıflamazayıflama dengelemesizayıflama diyetizayıflama eşdeğerizayıflama katsayısızayıfla
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın