yumuşamak ne demek?

  1. Sertliği kalmamak, yumuşak duruma gelmek.
  2. Öfkesi, kızgınlığı, inadı geçmek

    Kurt hoca şimdi yumuşamış, el pençe divan duruyordu.

    Ö. Seyfettin
  3. Sert ünsüz, yumuşak ünsüz durumuna gelmek.
  4. (en)Let upon.
  5. (en)Limber up.
  6. (en)Let loose.
  7. (en)Mellow.
  8. (en)Melt.
  9. (en)Moderate.
  10. (en)Relax.
  11. (en)Relent.
  12. (en)Soften.
  13. (en)Sweeten.
  14. (en)Unbend.
  15. (en)Ease.
  16. (en)To become soft.
  17. (en)To become pliant or yielding.
  18. (en)To calm down.
  19. (en)To soften.
  20. (en)To relent.
  21. (en)Let up.
  22. (en)Loosen up.
  23. (en)To come down a peg.

yumuşama

  1. Dünyada soğuk savaş döneminden sonra stratejik silahların geliştirilmesiyle başlayan siyasal gerginliğin ortadan kaldırılması siyaseti, detant.
  2. Yumuşamak işi
  3. Ötümsüz ünsüzlerin ötümlü ünsüz veya sızıcı ünsüz oluşu.
  4. (Derleme.. tonlulaşma, sadalılaşma, ötümlüleşme) Süreksiz ünsüzlerin sürekli ünsüz veya sızıcı ünsüz oluşu: (ekmek-e) > ekmeğe, (kabak-a) > kabağa, (yurt-a) > yurda, (borç-a) > borca, (dip-e) > dibe vb.
  5. Bir dokunun kıvamının ve direncinin azalması sonucu gerçekleşen dejeneratif patolojik durum
  6. (en)Relaxation.
  7. (en)Deténte detant.
  8. (en)Detente.
  9. (en)Maceration.
  10. (en)Sonorisation.

yumuşama gecikmesi

  1. Yalın karbonlu çeliklerin menevişlemelerinde oluşan yumuşamanın, karbür yapıcıların eklenmesiyle gecikmesi olayı.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

yumuşamayumuşama gecikmesiyumuşamamakyumuşayumuşacıkyumuşacık bir şekildeyumuşacık olmakyumuşacık tüylü av kuşuyumuş
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın