yer yer ne demek?
- Birçok yerde
Esmer teninde yer yer çürükler peyda oldu, yaralar açıldı.
S. F. Abasıyanık - Topluca olmayan, yer yer görülen
- Tek başına
- Bkz. sporadik
- In patches.
birçok
- Oldukça çok, sayısı belirsiz, bir hayli, müteaddit
- Good few.
- Multiple.
- Various.
- Manifold.
- Many.
- Numerous.
- Umpteen.
- Lot of.
- Diverse.
sporadik
- Tek tük
- Düzensiz olarak oluşan veya seyrek olarak görülen, geniş sahalara yayılmayan veya tek tük görülen.
- Hastalığın ara sıra, tek tük görülmesi, geniş alanlara yayılmaması.
- Intermittent, sporadik.
- Sporadic.
yer yerinden oynamak
- Bir iş çok gürültü ve telaşla yapılmak.
- 1) bir iş çok gürültülü, telaşla ve heyecanla yapılmak: Ertesi gün cenaze kaldırılırken yer yerinden oynamalıydı. -H. Topuz. 2) bir olay toplumda büyük tedirginlik yaratmak.
yer yağı
- Petrol.
yer
- Yerküre.
- Bir şeyin, bir kimsenin kapladığı veya kaplayabileceği boşluk, mahal, mekân
- Gezinilen, ayakla basılan taban
- Bulunulan, yaşanılan, oturulan şehir, kasaba, mahalle
- Durum, konum, vaziyet.
- Ülke, bölge.
- Görev, makam
- Önem.
- Dışarıdaki çevirimlerin gerçekleştirildiği uzay.
- Bk. bölge