yenmiş yer ne demek?
- Fret
fret
- Kendi kendini yemek
- Endişelenmek, endişelendirmek
- Telli çalgılarda klavye üzerinde notaların yerlerini belirlemek amacıyla bölümlenmiş ve parmakla basılan aralık.
- Üzülmek, sıkılmak, söylenmek
- Üzmek, kızdırmak, sinirlendirmek, rahatsız etmek
- Aşındırmak, yıpratmak, eskitmek
- Aşınmak, yenmek, yıpranmak
- Çalkalandırmak, dalgalandırmak
- Yiyip bitirmek
- Çalkalanmak
yenme
- Yenmek işi.
- Abrasion, fret.
yenmek
- Savaş veya yarışmada üstünlük sağlamak, üstün gelmek
- Kazanmak, ütmek.
- Tutmak, bastırmak
- Yemek işine konu olmak.
- Aşınmak.
- Give a beating.
- Bear the bell.
- Carry away the bell.
- Get the better of.
- Wipe the floor with smb.
yer
- Yerküre.
- Bir şeyin, bir kimsenin kapladığı veya kaplayabileceği boşluk, mahal, mekân
- Gezinilen, ayakla basılan taban
- Bulunulan, yaşanılan, oturulan şehir, kasaba, mahalle
- Durum, konum, vaziyet.
- Ülke, bölge.
- Görev, makam
- Önem.
- Dışarıdaki çevirimlerin gerçekleştirildiği uzay.
- Bk. bölge