fret ne demek?
- Üzülmek, sıkılmak, söylenmek
- Üzmek, kızdırmak, sinirlendirmek, rahatsız etmek
- Aşındırmak, yıpratmak, eskitmek
- Aşınmak, yenmek, yıpranmak
- Çalkalandırmak, dalgalandırmak
- Yiyip bitirmek
- Çalkalanmak
- Kendi kendini yemek
- Endişelenmek, endişelendirmek
- Üzüntü, sıkıntı, öfke
- Telli çalgılarda klavye üzerinde notaların yerlerini belirlemek amacıyla bölümlenmiş ve parmakla basılan aralık.
- Aşınma
- Yenmiş yer
- (ted, ting) sazın parmak basacak taksimi, perde
- Kenar süsü
- Kenarını süslemek
- Kabartma yapmak
- Sazın perde taksimlerini takmak
fret and fume
- Söylenmek, mırıldanmak
fret buzz
- Bk. buzz