yatan birini oturtmak ne demek?
- Sit s.o. up
sit
- Tarih öncesinden günümüze kadar değişik çağların ve uygarlıkların kültür değerlerini temsil eden eser veya kalıntı.
- Bazı ayrıcalıklar dışında olgunlaşmamış bir hücreyi belirten son ek
- 3d pers.
- Sing.
- Pres.
- Of Sit, for sitteth.
- To suit ; to become.
- Be in session; 'When does the court of law sit?' sit around, often unused; 'The object sat in the corner'.
- Be seated.
- Sit around, often unused; 'The object sat in the corner'.
yatan
- 1) az güçlü olup çalışan, çok güçlü olup çalışmayandan daha başarılı olur; 2) soylu, güçlü olmadıkları hâlde geçimlerini sağlamak için çalışanlar soylu, güçlü olup da tembel tembel oturanlara yeğlenirler.
yatan ölmez, eceli yeten ölür
- Hasta olan eceli gelmemişse ölmez; sapasağlam biri de eceli gelmişse sağlıklıyken ölüverir.
birini
- burnun çift oluşu; çift burunlu.
oturtmak
- Oturma işini yaptırmak
- Koymak, yerleştirmek
- Embed.
- Quarter.
- Rest.
- Seat.
- To seat.
- Place.
- To set mount.
- To let dwell.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
yatanyatan ölmez, eceli yeten ölüryatan ölmez, yeten ölüryata eğrisiyata pata diyagramıyata pata modeliyatacak yeryatacak yer bulmakyatyat borusuyat ile gitmekyat ile yolculuk etmekyat kiralama ücreti ne kadarbirinibirini ameliyat etmekbirini askere almakbirini ayıltmakbirini bekletmekbirini bir yana çekmekbirini bulbirini çok yormakbirini emekliye ayırmakbirini evine bırakmakbirincbirincasıfbirincibirinci ağırlıkbirinci alan