yargılama usulleri ne demek?
- Judicial proceeding.
judicial
- Tarafsız, yargılayan
- Eleştirici
- Adli mahkemelere veya hükümlerine ait
- Adli, hukuki
- Yargılayan
- Yargıçlara ait
- Mahkemeye ait
yargılama usulü
- Yargılama işi veya yöntemi.
yargılama
- Yargılamak işi, muhakeme.
- Argumentation.
- Judgement.
- Trial.
- Assize.
- Judgment.
- Trying.
- Hearing.
- Judging.
usul
- Kökler, asıllar.
- Bir kimsenin ana, baba, dede ve nineleri.
- Bir amaca erişmek için izlenen düzenli yol, tutulan yol, yöntem, tarz
- Bilimde belli bir sonuca erişmek için, belli ilke ve kurallara göre izlenen yol, metot.
- Yol, yöntem
- Bir yasama veya idare işleminin hazırlanması, yapılması veya yürürlüğe konması sırasında uyulması gereken hükümler ve izlenecek yollar.
- Klasik Türk müziğinde tempo
- Alçak sesle
- Yavaş.
- 1) asıllar, kökler (karş. fürû'). 2) süreç (Prozess, Verfahren, procédure).
Türetilmiş Kelimeler (bis)
yargılama usulüyargılamayargılama giderleriyargılama gücüyargılama hakkıyargılama hakkı ile ilgiliyargılama yetkisiyargılama yöntemiyargılama yöntemine aityargılamadan verilen hükümyargıyargı alanıyargı belgesiyargı çektiriminin ertelenmesiyargı çevresiusullacıkusulusul boyusul etüdüusul hukukuusul i muhakeme