yapıncak ne demek?
- Soğuk havada, açıkta bırakılan atlara örtülen uzun tüylü kebe.
- Seyrek taneli, kırmızı benekli bir tür üzüm, kınalı yapıncak.
- Seyrek taneli, kırmızı benekli bir tür üzüm.
- Type of white grape.
yapın
- Aygıt ya da el ile yapılmış her şey.
- Accomplish, acquit oneself, architect, build, carve out, contrive, create, do, engineer, establish, execute, fashion, fulfil, fulfill, get, go over, go through, have, implement, land, make, perform, ply, practice, practise, produce, profess.
yapın uzmanı
- Oyun için gerekli sahne ve el eşyalarını gerçeğe uygun biçimde yapan ve hazırlayan plastik uzmanı.
- Modeller.
- Staffeur